Mısır’ın 6 Ekim 1973’te İsrail’e karşı yürüttüğü Yom Kippur Savaşı’yla ilgili yayımladığı belgeler, İsrail ordusunun sivillere yönelik suçlar işlediğini ortaya koyuyor.
AA & Ensonhaber
Mısır Müdafa Bakanlığı, 17 Şubat’ta yayımladığı belgelerle Mısır ve Suriye’nin 50 yıl ilkin İsrail’e karşı başlatmış olduğu Yom Kippur Savaşı’na dair gizli saklı askeri bilgler üstündeki perdeyi araladı.
Söz mevzusu gizli saklı belgelerin, Mısır’ın 1973 senesinde işgalden kurtardığı Sina Yarımadası mevzusunda Kahire ile Tel Aviv içinde son haftalarda yaşanmış olan gerilimden sonrasında yayımlanması dikkati çekti.
İsrail’in 2006 yılından beri kuşatım altında tuttuğu Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri devam eden saldırıları ve bölge halkını Mısır sınırına doğru göçe zorlaması, Kahire ve Tel Aviv arasındaki Sina Yarımadası gerilimini tırmandırdı.
Mısır’ın yayınladığı belgelerin içinde İsrail’in sivillere yönelik işlediği suçları belgeleyen 200’den fazla askeri yetkililerin el yazısı anılar, raporlar, haritalar ve “güvenlik planı” başlıklı bir stratejik aldatma bulunuyor.
Belgeler, 1973 cenginde yaşananları zihinlerde canlandırıyor
AA muhabiri, bahsi geçen 50 senelik askeri belgelerdeki gizliliğinin kaldırılmasında etkili olan vakaları derledi.
Mısır Müdafa Bakanlığı, söz mevzusu belgeleri 17 Şubat’ta “Ekim 1973 Savaşının Belgeleri, Savaşın Sırları” başlığıyla web sitesinde ilk kez yayımladı.
Ekim 2023’te Yom Kippur Savaşı’nın 50. yıldönümünü kutlayan Kahire yönetimi, belgeleri yayımlama sebebine ilişkin izahat yapmadı.
Nasır Yüksek Askeri Akademisi Danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Mısır’ın El-Yevm Es-Sabi isminde mahalli gazetesine yapmış olduğu açıklamada belgelerin bölgenin oldukça değişken olan bir dönemde yayımlanmasının önemine işaret etti.
Piyasaya sürülen belgelerin 1973’teki harpte yaşananları zihinlerde tekrardan canlandırdığına dikkati çeken Umde, şu değerlendirmede bulunmuş oldu:
Bu belgeler, yaşananları hem bizim hem de başkalarının zihinlerinde tekrardan canlandırmış oluyor. Biz de dünyaya, o günlerdeki zor şartlara karşın istediğimiz başarıyı elde ettiğimizi ve bugünlerde haiz olduğumuz imkanlarla istediğimizi elde edebileceğimizi hatırlatmış oluyoruz.
İsrail’in Refah’a hücum planı Mısır’ı endişelendiriyor
ABD medyasının birkaç gün ilkin Mısırlı kaynaklara dayandırdığı haberlerde, Kahire yönetiminin 1979 senesinde İsrail ile meydana getirilen sulh anlaşmasını askıya alma ihtimalinin bulunduğuna işaret edilmişti.
Haberlerde, İsrail’in ordusunun 7 Ekim’de Gazze Şeridi’ne başlatmış olduğu ve bugüne dek ortalama 30 bin sivilin öldürülmüş olduğu saldırıların arkasından Mısır sınırında ortalama 1,5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentine karadan işgal için saldırıya geçmesi halinde Kahire’nin sulh anlaşmasını tekrardan gözden geçirebileceği açıklandı.
Nitekim İsrail ordusunun Refah kentine kara saldırısı başlatması halinde yüz binlerce Filistinlinin Mısır’ın Sina Yarımadası’na zorla göç etmesi kaçınılmaz olacak. Mısır ise bunu, ulusal güvenlik tehdidi ve Filistin davasını tümüyle tasfiye etme adımı olarak görüyor.
Piyasaya sürülen belgeler, Mısır’ın Sina Yarımadası’nı İsrail’den geri almasıyla sonuçlanan harbe ilişkin harita, raporlar ve askeri yazışmalardaki bazı bilgileri ilk kez gün yüzüne çıkardı.
Mısır Müdafa Bakanlığı, belgeleri “Haziran 1967 Savaşı”, “Askeri Stratejik Planlama”, “Operasyon İdaresi/Savaşın Ateşkes Sürecine Kadar Olan Aşamaları”, “Boşluğu Doldurma Planlaması”, “Çatışmaları Bitirerek İsrail Güçlerini Geri Çekme”, “1973 Savaşındaki Askeri Enformasyon”, “Bölgesel ve Internasyonal Heyetler-Örgütler” ve “Savaşla İlgili Komutanların Anıları” şeklinde 8 değişik madde halinde yayımladı.
İsrail, saldırılarıyla BMGK’nin ateşkes kararını ihlal etti
“Çatışmaları Bitirerek İsrail Güçlerini Geri Çekme” başlığı altındaki maddede, 1973’teki Yom Kippur Savaşı’nın 16. gününde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 338 sayılı sonucu çıkardığı aktarıldı.
Tüm askeri faaliyetlerin 22 Ekim 1973 zamanı itibariyle durmasını gerektiren BMGK’nin söz mevzusu sonucu, Mısır tarafınca kabul görmüş oldu sadece daima olduğu benzer biçimde İsrail tarafınca ihlal edilmişti.
İsrail’in ihlalleri, BMGK’nin 28 Ekim’den itibaren İsrail’in de bağlı kalacağı yeni bir sonucu 24 Ekim’de çıkarmasına sebep oldu.
Mısır belgeleri, İsrail’in BMGK’den çıkan ikinci karardan sonrasında ateşkese bağlı kalmak zorunda kaldığını ve hemen sonra internasyonal güçlerin gözlemci olarak görevlendirilmesiyle tutsak takasının başladığını içeriyor.
Aynı maddede, “Mühim Raporlar” başlığı altında, İsrail’in sivillere ve askeri olmayan hedeflere yönelik saldırılarına ilişkin bir rapora atıfta bulunan 1 Aralık 1973 tarih ve 538/20051 sayılı belge içeriyor.
Mısır Müdafa Bakanlığı, “Gizli saklı” başlığı altında 13 belge yayımladı; bunlardan biri “İsrail’in sivillere ve askeri olmayan hedeflere yönelik internasyonal antak kalma hükümlerinin ihlali niteliğindeki saldırılarına ilişkin izahat” başlığını taşıyor.
Belgede, 6 Ekim-6 Kasım 1973 tarihleri içinde “düşmanın” Mısır’ın aralarında, Buheyra, Kefr eş-Şeyh, Dimyat ve Kalyubiyya (şimal), İsmailiyye, Süveyş ve Port Said’in yer almış olduğu çeşitli kentlerine yönelik gerçekleştirdiği ihlaller bulunuyor.
Belgelere bakılırsa bu ihlaller oldukça sayıda vatandaşın ölümüne ve yaralanmasına, onlarca evin yıkılmasına, kamu yollarının hasar görmesine, yazışma ağının zarar görmesine ve yangınların çıkmasına niçin oldu.
Belgelerde ek olarak “düşman” hareketlerine ilişkin düzinelerce harita ve askeri rapor, “Bar Lev Hattı” (1967 Altı Gün Savaşı’nın arkasından İsrail tarafınca Süveyş Kanalı’nın doğusunda inşa edilen müdafa hattı) olarak malum meşhur toprak setin geçilmesi ve yok edilmesine ilişkin telsiz telefon iletişimleri ve liderler arasındaki konuşmalar da içeriyor.
Mısırlı askeri yetkilinin raporu
Eski Mısır Cenk Bakanı ve Devlet Başkanı Askeri Danışmanı Mareşal Muhammed Abdulgani El Cemsi’nin gizli saklı bir oturumda Mısır Ulusal Güvenlik Komitesi’ne verdiği brifingi özetleyen rapor da piyasaya çıkan belgeler içinde içeriyor.
Cemsi, 24 sayfadan oluşan raporda, Mısır’ın aslen 28 Eylül 1968’te İsrail’e karşı yıpratma savaşı başlattığını ve bunun 7 Ağustos 1970’te sona erdiğini belirterek, düşman saflarına en büyük zayiat vermekle paralel olarak harp hazırlığının yapıldığını dikkati çekiyor.
Harpte en belirgin faktörün Mısır askerleri ve onların haiz olduğu içsel güç olduğuna işaret eden Cemsi, “Bu harpte en büyük sürpriz ise Mısırlı askerlerin yeterliliği ve fedakarlığa olan hazırlığıydı.” ifadelerini kullanıyor.
Yom Kippur Savaşı
Mısır ve Suriye’nin 6 Ekim 1973’te İsrail’e karşı başlatmış olduğu Yom Kippur Savaşı, İsrail ile Arap ülkelerinin bugüne dek karşı karşıya geldiği son muharebe olmuştu.
Yahudilerin en mukaddes günü Yom Kippur’da (Kefaret günü) başlaması sebebiyle harbe bu isim verilmişti.
Savaşın amacı İsrail’den 1967’de işgal etmiş olduğu Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası’nı geri almaktı. Sadece İsrail’in Suriye’ye oranla daha gelişmiş tanklara haiz olması ve Mısır’ın savaşın ikinci haftasındaki yanlış hamleleri sebebiyle Kahire ile Şam amaçladıkları sonuçlara büyük seviyede ulaşamamıştı.
ABD’nin ara buluculuğunda Mısır ile İsrail içinde 18 Ocak 1974’te İsrail askerlerinin Süveyş Kanalı’nın batısı ve Sina’dan da belli bir seviyede geri çekilmesini elde eden bir antak kalma imzalanmıştı.
Tel Aviv ile Şam içinde da 5 Haziran 1974’te Kuvvetlerin Çekilme Anlaşması imzalandı. İsrail bu anlaşmayla harp esnasında işgal etmiş olduğu Suriye topraklarından çekilmeyi kabul ederken, 1967’de işgal etmiş olduğu Golan Tepeleri’nde kalmaya devam etmişti.