İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinde yaşanmış olan Türkiye ve İslam’a yönelik çirkin provokasyonlar hakkında, “Provokasyonların, İsveçlilerin güvenliği için iyi mi riskli ve büyük sonuçlar doğurabileceğini gördük” dedi.
İsveç’te, terör örgütü PKK yandaşlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak yapmış olduğu çirkin fiil ve İslam karşıtı Rasmus Paluman’ın, Kuran-ı Kerim’i Türk Büyükelçiliği civarlarında yakması bardağı taşıran son damla olmuştu.
“Madem bu kadar seviyorsunuz, ülkenizin güvenliği için onlardan destek alın”
Cumhurbaşkanı Erdoğan eylemlere sert tepki göstererek, “Terör örgütü mensuplarını ve İslam düşmanlarını bu kadar fazlaca seviyor ve koruyorsanız ülkenizin güvenliği için onlardan destek almanızı tavsiye ederiz.” demişti.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da yaşanmış olan gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunmuş oldu.
Kristersson, İsveç’teki parti liderleriyle basına kapalı yapmış olduğu görüşmenin peşinden, ülkede terör örgütü PKK/YPG destekçileri tarafınca düzenlenen Türkiye karşıtı provokasyonlara, Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına ve İsveç’in NATO’ya üyelik müracaat sürecine ilişkin konuştu.
“Eylemler, İsveçlilerin güvenliği için riskli hale geldi”
Son birkaç haftadır Stockholm’de yaşanmış olan olayların İsveç’in güvenliğini ne kadar karmaşık hale getirdiğinin ortada bulunduğunu dile getiren Kristersson, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetilen bir oyuncak kuklanın ayağından asıldığını ve peşinden Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’in yakıldığını gördük. İsveç’te son birkaç haftadır yasal olmasına karşın ufak grupların ve bireylerin yapmış olduğu eylemler, dezenformasyon kampanyasına dönüştü. İsveç’i İslam düşmanı bir ülke benzer biçimde gösterdi. Bunun, İsveç’in dünyadaki imajı ve yurt dışındaki İsveçlilerin güvenliği için iyi mi riskli ve büyük sonuçlar doğurabileceğini gördük.”
Kristersson: “Eylemleri yapanlar kullanışlı aptal”
Kristersson, söz mevzusu eylemlerin İsveç karşıtlarının işine yaradığını belirterek, bu eylemleri yapanları “kullanışlı aptallar” diye tanımladı.
İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusunun mühim bulunduğunu vurgulayan Kristersson şöyleki konuştu:
“İsveç, 2. Dünya Savaşı’ndan sonrasında en mühim güvenlik riskleriyle karşı karşıya. NATO mevzusunda partilerin değişik düşünceleri var. İsveç’in başvurusunu 28 NATO ülkesinin onaylamasıyla daha güvenli bir duruma geldik sadece hemen hemen NATO üyesi olmadığımızı da göz ardı etmemeliyiz.”
Kristersson, bu hafta içinde ABD’ye gidip ülkesinin NATO üyelik süreci hakkında görüşmeler yapacağını da kaydetti.
İsveç’te partiler içinde terör örgütü PKK/YPG tartışması
Öte taraftan, Toplumsal Demokrat Parti lideri Magdalena Andersson da Başbakan Kristersson ile görüşmeye girmeden ilkin İsveç basınına açıklamada bulunmuş oldu.
Andersson, aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi lideri Jimmie Akesson’ın Türkiye aleyhinde yapmış olduğu açıklamalarla İsveç’in NATO üyeliğini riske attığını belirterek, hükümetin İsveç Demokratlar partisi ile ortaklık yapmayı bırakması icap ettiğini savundu.
Akesson ise Andersson’a verdiği cevapta, Toplumsal Demokrat Parti’nin terör örgütü PKK/YPG ile yakın ilişkiler içinde bulunduğunu ve Türkiye’nin esas bu duruma tepki gösterdiğini açıkladı.
