Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Hususi, ‘Tesir ajanlığı’ yasa tasarısıyla ilgili konuştu. “Kırmızı alarm kalkmadı sarıya çevirdik” diyen CHP lideri, kılıçlı yemin töreni sebebiyle ihraç edilmek suretiyle disipline sevk edilen teğmenlere de sahiplendi. Hususi, “Geçmişte de haiz çıktık, bundan sonrasında da haiz çıkarız. İktidar olunca haksızlıkla atılan kim var ise geri alırız.” dedi.
Hususi, “Asgari ücret 30 bin TL olmalı” çağrısını da yineledi.
Hususi’in açıklamalarının satır başları şöyleki:
“Küçük evlatlarımız vardı, onlar bizlere sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar. Türkiye 30 binden fazla diyabet hastamız var.
DİYABET SENSÖRÜ: “HER ŞEYE PARA BULUYORUZ, BU EVLATLARA BULAMIYORUZ”
Ne yapılmalı, bir sensör var kola takılıyor annenin babanın cep telefonuna anında aylık raporlar gidiyor. Ebeveyn 3 yaşındaki evladının sabah 8’de parmağını delip kan şekeri ölçme derdinden kurtuluyor. Bunu Avrupa’da ödemeyen devlet yok. Biz her şeye para buluyoruz bu evlatlara bulamıyoruz. Sözler alınıyor, negatif konuşan yok fakat ilerleme de yok. Buradan bir kez daha 30 bin evladımızın ‘Parmağımızdaki acıyı kalbinizde hissedin’ çağrısını tekrarlıyorum.
RİZE’DE HEYELAN
Önlem alınsın denildi, dinlemediler. Bugün bir sabah heyelan ve can kaybı haberiyle uyandık. Daha beterleri kapıda diyorlar, önlem alınması gerekiyor.
KADININ SOYADI DÜZENLEMESİ
Bütçe görüşmelerinde bir grubun hakkını vermek isterim. Hayvan Hakları Yasası’da ithaf vardı. Buna karşı bu grup yasayı geri çektiremedi fakat kamuoyuna sesini duyurdu. Kadının soyadı meselesi, büyük bir hak mücadelesi. O düzenlemede geri çekildi uygun hale geldi.
ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ
Bir yasa getirdiler adı tesir ajanlığı. Bir yazmış AKP grubu hepimiz gizmen… Kırmızı alarm duyuru ediyoruz dedik, bu yasa geçmeyecek elden gelen ne var yapılacak dedim gruba. Grup bu talimatı aldı. Savaşım verildi. Tesir ajanlığı yasası geri çekildi. Taslağı hazırlasınlar ajana gizmen desinler. Fakat MİT’in istediği yada devletin, güvenlik güçlerinin istediği öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, gazeteciyi tehit etmeyen bir maddeyi yazacak akıl beceri bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazın, oturmaya biz varız. Geçen haftakine benzer bir metnin orasını burasını değiştirip aynı niyetle getirmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı sarıya çevirdik.
ESENYURT’A KAYYUM ATANMASI
Esenyurt’a gittik, durumu gözden geçirdik. Şafak operasyonuyla Ahmet Özer’in evine girdiler. Türkiye’nin sayılı ceza hukukçuları tutukluğa dilekçe yazdılar. 40 sayfa. O itirazları reddettiler. 40 sayfalık dilekçeyi okunamayacak sürede reddettiler. Gizli saklı şahit nereden çıktı? Ahmet Özer’e sorduğun soruların içinde gizli saklı şahit yok. Demek ki ilkin tutukladın sonrasında gizli saklı şahit yarattın.
Ahmet Özer hakkında iddianame hala ortada yok. Şundan dolayı kanıt yok. Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse grubun içinden seçilmesi lazım. Tayyip Bey’in seçtiği birinin Esenyurt’u yönetmesi bir yenilmişliğin, zaafiyetin göstergesidir. Bunun adı demokrasi değil, gözünü hırs bürümüşlüğün yanıtını Esenyurt’tan alacaksınız.
“AKP VE MHP’YE KÖTÜ HABERİM VAR”
Önümüzdeki Pazar günü 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın iyi mi ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u iyi mi paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız.
AK Parti ve MHP’ye fena haberim var. 2 kişiden biri Ahmet Özer’e oy vermiş. Esenyurt’ta kimse buna inanmıyor. Esenyurt’un yüzde 80’i buna inanmıyor. 5 kişiden 4’ü yanlış yapıldığına inanıyor. Sandığı koyup halka soralım. Yüzde 80’i Ahmet Özer’in arkasında değilse biz hiçbir şey bilmiyoruz. Belediye seçimlerine meydana getirilen saygısızlık nihayet sual önergesi verebiliyoruz. Şunu ihmal etmeyin ki Ahmet Özer çıkana kadar o grubun içinden birinin yönetmesi gerek. Fakat o kişiyi Tayyip beyin seçmesi, onun açısından tamamen yenilmişliğin ifadesi. Bunun adı demokrasi değil. Gözünü hırs bürümüşlüğün şeklidir.
Biz Esenyurt’u yalnız bırakmayacağız, nöbete devam edeceğiz. 2 günden birinde Türkiye’nin herhangi bir şehrinden birinde tüm yöneticilerimizle nöbet tutacağız. 2 günden birinde bu varken diğerinde de tüm siyasal partilerin vekilleri dayanışma için aradılar, sordular onları ve tüm destek veren sanatçılarımızı Esenyurt Belediyesi salonumuzda ağırlamaya başlayacağız. Sorun milletin seçtiğine devletin başındakilerin saygı göstermeyi bilmesi.
YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALI
Aniden Yenidoğan Çetesi yankılanırken Sıhhat Bakanı gelmiş Meclis’te yeni doğan ünitelerini iyi mi yöneteceğine dair bütçe istiyor. Bakan olduğu günden bu güne kadar onun döneminde yaşanmış olan yaşanıyor. Hastane sahipleri o denli hatrı sayılı kişiler ki hala kapanmadı.
“İHBARDAN SONRA BİLE ÇOCUK ÖLÜMLERİ DEVAM EDİYOR”
O denli şımarmışlar ki; savcıyı tehdit ediyor. Savcı beyin canına tak ederek yeni operasyon başlayarak ortaya çıkıyor. İhbardan sonrasında bile çocuk ölümleri devam ediyor. O sürecin sıhhat müdürü bugün “sıhhat bakanıyım” diyor. Kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O çekilme edilip hesap verilecek. O zamana kadar kimse sizin yüzünüze bakmayacak. 47 sanık var bir tanesi devlet memuru değil. Niçin? Şundan dolayı beyefendi ortada duracak. Bu millet her şeyi görmüş oldu.
BAKAN YUSUF TEKİN’E TEPKİ
Biz cami falan kapatmadık fakat yaptıysak bile halen bu senin yaptığın evlatları aç, susuz bırakmanın milyon günahı var. Bu küstahın bu söylediği laflara siyasal zeminde söz yetiştirmek yerine bunu niye yaptığını görmek lazım. Derdi bu tartışmayı başlatayım, Özgür Bey ile Tayyip Bey cami tartışması yaparken ben kenarda durayım, bakanlık yapayım. AKP’nin içinde fazlaca kötüsü vardı fakat bu kadar beceriksizi, vicdansızı gelmedi. Bu iktidar 22 yıl sonrasında kutuplaştırma siyasetinin ekmeğini yiyemediği bir dönem yaşıyor.
‘TEĞMENLER’ TEPKİSİ
Bu törende ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dediler diye askerlere hiçbir şey olmadı. Gerici, hizbullah kafası harekete geçti. 8 gün ilkin elini sıkmış olduğu, selamını almış olduğu, şakalaştığı, madalyasını taktığı o birinci, hanım teğmenimiz başta olmak suretiyle hepsine saldırmaya başladı. Sonrasında soruşturmalar, darbeci diyenler.. Kabahat; güya emre itaatsizlik. Esas karın ağrısı ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demesi! Bu darbecilikmiş, 28 Şubat’mış. 28 Şubat’ta Mustafa Kemal yok birader. Meseleyi 28 Şubat’a götürmeye çalışanlara diyorum ki bu sorun sizin hazımsızlığınız. Keşke Yunan kazansaydı diyen deli Kadir’in askerleriyseniz bilelim. 15 Temmuz günü gördük Gülen’in askerleri ne yapmış oldu bu ülkeye.”